Sağlıklı ve düzgün bir diş yapısına sahip olmak, kişinin hayat kalitesini ve öz güvenini artırmakla kalmaz, aynı zamanda imajına da olumlu bir katkıda bulunur. Nihayetinde tüm bunlar insanın mesleki, sosyal ve kişisel yaşamında deneyimlemek istediği başarılara, güzelliklere ve mutluluklara dönüşür. Dişlerinizde çürükleriniz varsa, bunlar dolgular vasıtasıyla tedavi edilmeli, istisnai durumlar dışında çekilmemelidir. Dişlerinizin üzerinde diş taşları ya da çay, sigara, kahve lekeleri birikmişse, dişleriniz temizlenip parlatılmalıdır (bu diş beyazlatma işlemi değildir). Düzgün bir diş yapısına sahip değilseniz, dişlerinizde çapraşıklık varsa, ortodontik tedavi ile dişleriniz düzeltilmelidir. Unutmayın günümüzde halk arasında “tel tedavisi” olarak bilinen ve diş ve çene yapısının düzeltilmesi ile ilgilenen ortodontik tedavi, gözle çok zor fark edilen ve hayatınızı olumsuz etkilemeyecek, estetik safir braketlerle ya da takıp çıkarılabilen şeffaf plaklarla (Invisalign) da yapılabilmektedir. Sağlıklı bir diş yapısını korumak çok önemlidir; her öğünden sonra dişlerinizi fırçalamanız şarttır. Dişleriniz düzgün, sağlıklı ve temiz, buna rağmen sizin için yeterince beyaz değil ise, dişlerinizin beyazlatılması yararlı olabilir.
Diş beyazlatma aslında “Bleaching” (ağartma) yöntemidir. İhtiyaca göre değişik yüzdelerde Hidrojen Peroksit etken maddesi kullanılarak, dişin kendi rengi değiştirilmektedir. Mayıs 2006’da Amerika’da Dr. Hakan Dönmez katıldığı bir bilimsel toplantıda, beyazlatma ürünlerini imal eden en büyük firmanın kursuna katılmıştır. Günümüze kadar beyazlatma uygulanmış kişilerin uzun yıllar sonraki durumları ve bunlara dayanılarak geliştirilen en son ürünleri tanıma ve edinme fırsatı bulmuştur. Yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda, beyazlatmanın dişlere zarar verdiğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. Firma yetkilileri, beyazlatmanın kimyasal bir işlem olduğunu, sadece beyazlatma maddesi ile yapılabileceğini, ışına (halk arasında lazer olarak bilinse de bu yanlıştır) gerek olmadığını, sadece ışınla beyazlatma yapılamadığını, ışının sadece bir pazarlama yöntemi olduğunu söylemektedirler. Dr. Hakan Dönmez’in 2006 yılından bu yana rutin olarak uyguladığı ve beyazlatma maddesinin ihtiyaca göre değişen sürelerde dişlere uygulanması ile yapılan bu zararsız ve sonuç veren yöntem, Amerika’da kişilere 9 yaşından itibaren uygulanmaktadır. Dişler gözle görülür şekilde beyazlarken, dişetleri tahriş olabilir, dişlerde hassasiyet olabilir. Bunlar hem geçicidir, hem de genellikle hafif seyreder. Dişlerin kazandığı bu daha beyaz renk tonu tamamen kalıcı değildir. Bir süre sonra az bir miktar geriye dönüş normal kabul edilebilir. Bunun en aza indirilmesi için hekimin tavsiyelerine harfiyen uyulması ve beyazlatma işleminin belirli aralıklarla desteklenmesi yararlı olacaktır.
17. yüzyılda Japonya’da evli kadınlar dişlerini siyaha yakın koyu bir renge boyuyorlardı. Bu sosyal olarak onların evli olduğunu belli etmesi yanında, evlilik dışı ilişki yaşama olasılıklarını azaltıcı, onların daha az çekici olmalarını sağlayan kişisel bir etken olarak değerlendiriliyordu. Düzgün ve beyaz dişlerin güzel ve çekici görünmeye etkileri üzerine çarpıcı bir anekdot. Günümüz çağdaş cemiyet hayatı, özellikle mesleki yaşantımız, kadın erkek tüm bireylerin bakımlı ve “prezantabl” olmalarını gerektirmektedir. Gün geçtikçe daha çok kişi, birçok değişik kozmetik sebeple radikal cerrahi operasyonlara başvurmaktadır. Daha sağlıklı ve daha düzgün bir diş yapısına kavuşmak için başvurulan kozmetik diş hekimliği yöntemleri, bunlar yanında çok daha ekonomik, sade ve naif kalan oldukça faydalı kişisel yatırımlardır. Bununla birlikte olumlu etkileri çok özeldir ve saymakla bitmez.
